Yönetmenler Andy Wachowski, Larry Wachowski
Oyuncular Emile Hirsch, Nicholas Elia, Christina Ricci, John Goodman, Melissa Holroyd, Susan Sarandon, Matthew Fox, Ariel Winter, Scott Porter, Benno Fürmann, Richard Roundtree
Senaryo Andy Wachowski, Larry Wachowski, Tatsuo Yoshida
Yapımcılar Grant Hill, Joel Silver, Andy ve Larry Wachowski
Görüntü Yönetmeni David Tattersall
Prodüksiyon Tasarımı Owen Paterson
Kostüm Tasarımı Kym Barrett
Kurgu Roger Barton, Zach Staenberg
Set Dekorasyonu Peter Walpole
Özgün Müzik Michael Giacchino
Yapımcı Şirketler Warner Bros. Pictures
Türkiye Dağıtımı Warner Bros. Türkiye
Gösterim Tarihi 20 Haziran 2008
Hızlı Yarışçı – Speed Racer Yapım Bilgileri
Matrix Üçlemesi’nin yaratıcılarından hızlı bir dünya…
Çığır açan “Matrix” üçlemesinin yaratıcıları Wachowski kardeşler ve yapımcı Joel Silver, tüm aileye hitap eden, yüksek oktanlı macera “Hızlı Yarışçı Speed Racer”la karşınızda.
Parkurda savrulan, rakiplerinin etraflarından, üstlerinden ve aralarından sıyrılan Hızlı Yarışçı Speed Racer (Emile Hirsch), direksiyon başında doğal bir yeteneğe sahiptir. Araba yarışlarına katılmak için doğmuş olan Speed saldırgan, içgüdüleriyle hareket eden ve en önemlisi de korkusuz biridir. Tek gerçek rakibi, idolleştirdiği ağabeyinin hayalidir-bir yarışta ölen ve Speed’in yaşatmaya kararlı olduğu bir miras bırakan, efsanevi Rex Racer.
Speed ailesinin yürüttüğü yarış işine sadık; işin başında, Speed’in yıldırım gibi olan otomobili Mach 5’i tasarlayan Baba Racer (John Goodman) yer almaktadır. Speed Royalton Endüstri’den gelen kârlı ve baştan çıkarıcı bir teklifi geri çevirdiğinde, şirketin psikopat sahibini (Roger Allam) öfkelendirmekle kalmaz, korkunç bir sırrı da açığa çıkarırır-büyük yarışların bazılarının sonuçları, kârlarını yükseltmek için en popular yarışçıları manipüle eden acımasız işadamları tarafından ayarlanmaktadır. Speed Royalton hesabına yarışmazsa, Royalton, Speed’in bir daha asla bitiş çizgisini geçememesini garantilemek için herşeyi yapmaya hazırdır.
Speed’in aile işini ve sevdiği sporu kurtarmasının tek yolu, Royalton’u kendi oyununda yenmektir. Ailesinin ve sadık kız arkadaşı Trixie’nin (Christina Ricci) desteğiyle, Speed, bir zamanlar rakibi olan, gizemli Yarışçı X’le (Matthew Fox) işbirliği yapar ve ağabeyinin canına mal olan yarışı, Cadı Kazanı olarak bilinen, katılanların ölüme meydan okudukları ve ülkeyi baştan başa geçtikleri ralliyi kazanmaya çalışır.
Ancak Speed Racer’ın gerçek yarış yeteneklerinin deneneceği en büyük sınav, Dünya Yarış Ligi’nin en görkemli olayı: Grand Prix’tir. Speed’le damalı bayrak arasında ise Royalton’un Speed’i tamamen saf dışı bırakan sürücüye vereceği milyon dolarlık ödülün gazına gelen, dünyanın en iyi -ve en acımasız- rakipleri vardır.
“Hızlı Yarışçı Speed Racer” Wachowski kardeşlerin “Matrix” filmlerinden sonra senaryo ve yönetmenlikte yaptıkları ilk işbirliği. Wachowski’lerle daha önce “Matrix” filmlerinde ve “V For Vendetta”da çalışan Joel Silver, filmin yapımcılığını sahip olduğu Silver Pictures bünyesinde üstlenmiş. Grant Hill, Andy Wachowski ve Larry Wachowski de filmin yapımcıları. David Lane Seltzer, Michael Lambert ve Bruce Berman yardımcı yapımcılar olarak görev yapıyorlar.
Kamera arkasındaki yaratıcı ekipte görüntü yönetmeni David Tattersall, prodüksiyon tasarımcısı Owen Paterson, editörler Zach Staenberg ve Roger Barton ve kostüm tasarımcısı Kym Barrett var. Filmin müzikleri Michael Giacchino’ya ait. Görsel efekt süpervizörleri ise John Gaeta ve Dan Glass.
“Hızlı Yarışçı Speed Racer”ın başrolünde Emile Hirsch (“Into the Wild”) var; Christina Ricci (“The Opposite of Sex”) Speed’in kız arkadaşı Trixie; John Goodman (“The Big Lebowski”) ve Oscar ödüllü Susan Sarandon (“Dead Man Walking”) Baba Racer ve Anne Racer; Matthew Fox (TV’dizisi “Lost”) Yarışçı X; Roger Allam (“The Queen,” “V for Vendetta”) Royalton; Paulie Litt (TV dizisi “Hope & Faith”) Spritle; Benno Fürmann (“The Mutant Chronicles”) Müfettiş Dedektör; Hiroyuki Sanada (“The Last Samurai”) Bay Musha; Amerikan yapımı ilk filminde rol alan Asyalı pop süperstarı Rain, Taejo Togokahn adlı rakip sürücü; Richard Roundtree (TV dizisi “Heroes,” “Shaft”) Ben Burns; ve Kick Gurry (“Daltry Calhoun”) Sparky rollerindeler.
MACH 5’i yeniden ateşlemek
“Matrix” üçlemesinin yaratıcıları, yazar/yönetmen/yapımcı Larry ve Andy Wachowski, katmanlı öykü anlatımını çığır açan görsel efektlerle birleştiren eşsiz filmcilik anlayışlarıyla, aksiyon janrını yeniden tanımladılar.
Klasik çizgi film serisi “Hızlı Yarışçı Speed Racer”ı beyazperdeye taşımak, Wachowski’ler için bir klasiği yeniden yorumlama ve aynı anda daha geniş bir aile kitlesine ulaşma fırsatı yarattı.
“Larry ve Andy, `Matrix’le filmi izlerken bilincinizi değiştiren görsel bir tarz yarattılar. Filmde yapılmasının mümkün olmadığını düşündüğünüz şeyler gördünüz,” diyor yapımcı Joel Silver. “Ve `Hızlı Yarışçı Speed Racer’la filmlere bakışınızı bir kez daha değiştirmek istediler. En görkemli ve zorlu yarış pistlerinde uçan otomobillerin olduğu öyküyü anlatmak için akıllarında yeni bir konsept vardı-hiç görmediğiniz, fantastik aksiyon sahneleri. Bilgisayar animasyonunu gerçek oyuncularla birleştirme konusunda yeni bir yaklaşım bu.”
Yapımcı Grant Hill, “En sevdikleri çizgi filmlerden biri olmasının yanında, “Hızlı Yarışçı Speed Racer”ı uyarlamaları için Wachowski’lerin ilgisini çeken şeylerden biri de, orijinal dizideki aile dinamiğiydi. Larry ve Andy, bir aile filmi yapmayı çok istiyorlardı; yeğenlerinin izleyebileceği bir film…” diyor.
“Orijinalin özünü koruyarak, Speed’in ve ailesini merkez alan yeni bir macera yazarak tam bir aile filmi yaptılar,” diye ekliyor Silver. “’Hızlı Yarışçı Speed Racer’ herkese hitap ediyor. Harika karakterleri, harika aksiyon sahneleri ve elbette ki harika görsel efektleri var.”
Film, Speed Racer’ın Dünya Yarış Ligi (DYL) deki en iyi yarışarabası sürücüsü olmak için çıktığı yolculuğa odaklanıyor. Speed için, hayatındaki en önemli iki şey araba yarışı ve ailesi. Hikâye Speed’i ve ailesini, mega-sponsorların desteklediği yarışçıların rekabetine karşı giderek zorlaşan bir savaştaki son birkaç bağımsız yarış ekibinden biri olarak konumlandırıyor. Bedeller o kadar yüksek ki büyük bir yarışın sonucu, bir sürücünün ya da tüm organizasyonun kaderini belirleyebiliyor.
Wachowski’ler, yarış aksiyonunu yaratırken, bildiğimizin çok ötesinde bir otomobil yarışı tarzı ortaya çıkarmak için hayal güçlerinin en çılgın yanlarını harekete geçirdiler. “Hızlı Yarışçı Speed Racer”daki yarış otomobilleri, biçimin ve işlevin mükemmel uyumunun sonucu, saatte 400 milin üzerinde giderken yerçekimine meydan okuyan manevralar yapabilen araçlar. Sürücüsünün kişiliğini yansıtacak şekilde tasarlanmış ve otomotiv sanatının epeyce modifiye edilmiş eserleri olan her bir yarış arabası bir diğerinden daha çılgın.
“Hızlı Yarışçı Speed Racer”ın canlı ve şeker renklerine sahip dünyasında var olan bir çok dönem ve tarz, en yaygın olan otomobil yarışında bir araya geliyor. “Filmin estetiğinde geçmişi, şimdiyi ve geleceği görebiliyorsunuz,” diyor Joel Silver. “Toplum, otomobil delisi; Larry ve Andy, hiç görmediğiniz araba tasarımları yarattılar. Dergilerde ve filmlerde gösterişli araba tasarımları görürüz ama film tüm bunları yepyeni bir boyuta taşıyor. Her şeyi yapabilen bu otomobiller yarışları hiç görmediğiniz kadar heyecanlı hale getiriyor.”
Grant Hill, “Larry ve Andy her şeyi bir sonraki düzeye taşımak için yollar arıyorlar hep. Skateboard ve snowboard gibi, akıcı hareketleri olan ekstrem sporlara baktık ve sürücülerin havada benzer manevralar yapmaları için yarış pistlerinin nasıl görünmesi, arabaların ne kadar hızlı gitmelesi gerektiğini hayal ettik,” diye açıklıyor.
Elbette ki, “Hızlı Yarışçı Speed Racer” daki hiçbir DYL yarışı, yasallığın sınırında gezinen ve mızrak kancalarının, teker çivileri ve testerelerin dahil olduğu gladyatörvari savaş taktikleri olmadan tamamlanmış sayılmaz. Silver şöyle anlatıyor: “Yakın dövüş sanatlarını ve Formula 1’in karışımı olarak tanımlanabilecek bu ekstrem ve yakın temas motor sporu, Larry ve Andy tarafından otomotiv dövüş sanatları, `Car-Fu’ olarak isimlendirildi.
Silver “Orijinal `Speed Racer’ dizisi Wachowski kardeşleri Japon animasyonuyla tanıştırdı,” diye açıklıyor. “Larry ve Andy o zamanlar TV’de yayımlanan çizgi filmlerden çok farklı olan dizinin öyküleri, aksiyonu ve eşsiz görsel stili ile büyülendiler. Speed Racer’ın ve Japon animasyonunun büyük hayranı oldular,” diyor.
Gerçekte, “Speed Racer” hayranları pek çok kuşağa ve kültüre yayıldı. Orijinal “Speed Racer” çizgi dizisi animenin öncülerinden Tastuo Yoshida’nın yarattığı, “Pilot Ace” adlı bir Japon manga (çizgi roman) serisinden doğdu. 1987’de çizgi roman “Mach Go Go Go adlı” Japon televizyon programına dönüştü ve altı ay sonra bunu, İngilizce dublajlı Amerikan uyarlaması “Speed Racer” izledi.
“Speed Racer” Amerika Birleşik Devletleri’nde anında popüler oldu ve nefes kesen araba aksiyonu, uluslararası entrikası, aile değerleri, gençler arası romantizmi ve kural tanımaz mizahıyla Amerika’daki genç izleyicilerin hayal güçlerini harekete geçirdi. Daha önce gördüklerinden farklı olarak, “Speed Racer” güçlü ve çok zarif Mach 5’iyle dünyanın her yerinde yarışırken ahlaksız rakiplere karşı zafer kazanan, genç ve kararlı bir kahramana sahipti.
40 yıl ve çeşitli televizyon versiyonlarından sonra, Speed Racer’ın öyküsü ve Mach 5’iyle yaşadığı maceralar, Wachowski kardeşler tarafından beyazperde için yeniden yaratıldı ve yalnızca görkemli özel efektler ve uçuk tempodaki aksiyon değil teknolojinin sınırlarını zorlayan çekim teknikleri ve üst düzey bilgisayar ürünü görüntüler kullanıldı.
“Hızlı Yarışçı Speed Racer”ın ana kadrosu Berlin’deki Babelsberg Stüdyolarına geldiklerinde, Wachowski kardeşler resimler, storyboardlar, çizimler ve yarış sahnelerinden birinin uzatılmış 3 boyutlu animasyon storyboarduyla oyunculara girecekleri dünyaya ilk kez bakma fırsatı verdiler.
“Üç boyutlu sahneyi izlemek aciz hissetmeme neden oldu,” diyor Speed Racer rolündeki Emile Hirsch. “Biz daha çekimlere başlamadan ne kadar çok şey yapıldığını görmek inanılmazdı. `Matrix’ filmleri gibi bilim kurgu hissi vermedi. Daha büyülü bir his. Karanlıkla değil, daha çok renklerle ilgili.”
“Odada 12 oyuncu vardı; sizi temin ederim, bu kadar çok oyuncunun bir arada olup dillerinin tutulması nadir rastlanan bir şey,” diye hatırlıyor Yarışçı X’i canlandıran Matthew Fox. “Herkes hayretler içinde birbirine bakıyordu. Çok heyecan vericiydi. Daha önce yapılmamış bir şeyleri başaracak bir projenin parçası olmak için elinize çok az fırsat geçer. Bu da o fırsatlardan biriydi.”
Racer Ailesi, Dostları ve Düşmanları
“Hızlı Yarışçı Speed Racer”ın merkezinde iki unsur var- yarış ve Racer ailesi; ikisi de birbirleriyle çok yakından ilgili. “Speed’in ailesi yarış yiyor, yarış içiyor, yarışla nefes alıp veriyor. Sonuçta, soyadları Racer (Yarışçı),” diye gülümsüyor Emile Hirsch. “Birlikte bir birim gibi çalışıyorlar. Bütün mesele takım çalışması ve doğru olanı yapmak. Bence hikâyenin özünü çekici kılan da bu-herkes maceraya katılıyor.”
Racer ailesinin evi tek ailenin yaşayacağı, pastoral bir banliyö evi. Baba Racer garajda yarış otomobilleri yapıyor ve ailenin övünç kaynağı, Mach 5, oturma odasının ortasında duruyor. Anne Racer Racer ailesinin belkemiği olarak konfor, destek ve akıl veriyor; lezzetli hamur işleri de cabası. Speed’in hazırcevap küçük kardeşi, Spritle ve ailenin evcil şempanzesi Chim-Chim, Speed’in Mach 5’inin bagajında yolculuk ederek ya da beklenmedik yerlere saklanarak kendilerince aksiyona yakın duruyorlar. Speed’in sadık kız arkadaşı Trixie, pist içinde, dışında hatta pembe helikopteriyle pistin üzerinde Racer ailesine olan bağlılığını gösteriyor. Sparky, Baba’nın güvenilir tamircisi olarak Racer Motors’a hizmet veriyor.
Hirsch başrol için üç kıtaya yayılan ve yüzlerce oyuncuyu kapsayan yorucu seçme süreci boyunca, yapımcıların zihinlerinde pole position’da kalmayı başardı. “Rolü aldığımda inanamadım,” diye belirtiyor Hirsch. “Sabah evde mısır gevreği yerken Speed Racer’ın çizgi filmini izlerdim. Tüm bölümleri gördüm. Ayrıca `Matrix’ üçlemesinin büyük bir hayranıyım, o yüzden Larry ve Andy tarafından yönetilen bir filmde olmak beni çok heyecanlandırdı.”
“Emile’le tanıştığımızda, Speed Racer’ı oynaması için gereken uygun görünüşe, gençliğin verdiği çekiciliğe ve yeteneğe sahip olduğunu anlamıştık,” diyor Joel Silver. “O sırada, `Into the Wild’ daha gösterime girmemişti ama onun filmin başrolünü taşıyabilecek yeteneğe sahip olduğunu hissettik.”
Christina Ricci, Speed’in ilkokuldan beri arkadaşı ve hayranı olan, bir numaralı aşkı, kız arkadaşı Trixie rolünde. Zeki, stil sahibi ve güçlü iradeye sahip biri olan Trixie, tribünde Speed’e tezahürat yaparken ya da helikopterinden tehlikeli yarış pistlerinde yol alması için ona yardım ederken bulunabilir.
“Trixie tam bana göre bir kız,” diyor Ricci. “Her zaman maceraya hazır ve film kız olduğunu gözünüze sokmadan, erkeklerin yaptığı her şeyi yapıyor. Bir sürü şey yapıyor-Speed’le birlikte strateji geliştiriyor, helikopter kullanıyor hatta kung fu yapıyor-ama her faaliyet için özel şirin bir kıyafeti var. Trixie aynı anda hem erkek fatma hem de cici kız, bu da onu gerçekten çok eğlenceli yapıyor.”
Kişisel tarzın önemini asla görmezden gelmeyen biri olan Ricci şöyle hatırlıyor: “Wachowski’lerle görüşmeye gittiğimde korkuyordum çünkü uzun zamandır çalışmalarını hayranlıkla izliyordum. Çekingendim ve konuşamıyordum bile, ama hepimizin aynı siyah Chuck Taylor Converse ayakkabıları giydiğimizi gördüm ve o an her şeyin iyi olacağını anladım.”
Speed’in dünyasındaki bir başka steadfast destekçi de Susan Sarandon’un canlandırdığı Anne Racer. Oscar sahibi aktrisi projeye çeken, Wachowski’lerin ailenin birliğini vurgulayan öyküsü oldu. “Racer ailesinin her akşam birlikte oturup yemek yedikleri, zamanın sınırlamadığı küçük bir kapsülde yaşıyor olmaları fikrini çok sevdim,” diyor. “Anne Racer herkesi bir arada tutan yapıştırıcı.”
“Anne Racer, kesinlikle ailenin direği,” diye ekliyor Racer ailesinin başı Baba Racer rolünde oynayan John Goodman. “Herkesin sorunları için gittiği kişi o.”
Baba Racer Speed’in, ondan önce de Rex Racer’ın otomobillerini inşa eden harika bir araba tasarımcısı. “Speed’in bebekliğinden beri araba inşa ediyor,” diyor Goodman. Bağımsız ve kârdan çok spora olan tutkusuyla hareket eden Baba, “Royalton’un teklifine büyük ihtiyatla yaklaşıyor,” diye ekliyor. “Speed’in teklifi reddedeceğini umuyor ama kendi kararını kendisi versin istiyor.”
Kendisi de TV’de “Speed Racer” çizgi dizisini izleyerek büyüyen Goodman,” ilk yayımlandığında, Speed Racer gibi bir şey görmemiştim, o yüzden sürekli izledim. Wachowski’lerin canlı bir versiyonunu hazırladıklarını duyduğumda, bir parçası olma fırsatına balıklama atladım.”
Emile Hirsch, John Goodman ve Wachowski kardeşler çocukluklarında “Speed Racer” serisinin tadını çıkarırken, gizemli Yarışçı X’i canlandıran Matthew Fox, oldukça farklı bir deneyim yaşıyordu. “Wyoming’de televizyonun olmadığı bir çiftlikte büyüdüm, o nedenle çocukken `Speed Racer’ı izleyemedim.” Yine de Fox, Wachowski’lerle görüşmeden önce ev ödevini yaptı. “Larry ve Andy’yle görüşmeden önce çizgi dizi üzerine araştırma yaptım ve Yarışçı X’in orijinal dizide nasıl işlendiğini gördüğümde, rolü oynamak için daha da heveslendim.”
Fox, Wachowski’lerle birtakım ortak noktalarının da olduğunu söylüyor: “Projedeki amaçlarıyla ilgili bana ilk söyledikleri şeylerden biri, yeğenlerinin gerçekten hoşuna gidecek bir film yapmak istedikleriydi. Benim de on yaşında bir kızım ve beş buçuk yaşında oğlum var; o nedenle çocuklarımın bu filmde beni Yarışçı X olarak görmeleri benim için çok heyecan verici.” Fox, Yarışçı X rolü üzerine şöyle diyor: “Bu, canı istediği için maske takıp etrafta dolaşan biri değil. Yarışmalarda yozlaşmayı durdurmak için çalışan gizli bir organizasyonla birlikte çalışıyor ve çok derin bir istihbarat toplama sürecini yürütüyor. Bu, pek çok insan için ölüm kalım meselesi; bu nedenle gerçek kimliğinin saklı kalması gerekiyor.”
Fark edilmeden istihbarat toplama işinden paylarını alan sıra dışı dinamik ikili, Racer ailesinin en genç üyesi Spritle ve evcil şempanzesi Chim-Chim’den oluşuyor. İkili daima macera arayışındalar ama genelde yetişkinler tarafından geride bırakılıyor. O nedenle eğlenceye katılmak için yaratıcılıklarını konuşturuyorlar ve Speed’in Mach 5’inin bagajına saklanmak gibi yollar buluyorlar.
“Spritle, yetişkinler gibi olmak isteyen, muzip küçük bir çocuk,” diyor Spritle’ı canlandıran oyuncu Paulie Litt. “Herkes onu küçük görüyor. Onu korumak istiyorlar çünkü o daha çocuk ama bilmedikleri şu ki, küçük olmasına rağmen güçlü biri. Yarış ve arabalar konusunda bilgiyle dolu ve her şeyin bir parçası olmak istiyor, o yüzden geride bırakılmaktan sıyrılmaya çalışıyor. Eğer istediği olsa, her yarışta Mach 5’in bagajında olurdu.”
Çekimler sırasında sadece 11 yaşında olan Litt, Spritle rolünü umut vaat eden 250 küçük oyuncunun arasından sıyrılarak kazandı. “Bu her çocuğun hayali,” diyor Litt. “Yaz boyunca Almanya’da bir film setindeydim ve bütün gün bir şempanzeyle oynadım. Daha iyi bir şey olabilir mi?”
Chim-Chim aslında Willy ve Kenzie adlı iki şempanze tarafından canlandırıldı. “Dünya üzerinde role uygun eğitimi almış iki ya da üç şempanze var,” diyor hayvan koordinatörü Sled Reynolds. İleri düzeyde eğitim almış olan üç yaşındaki Willy baş şempanzeydi; daha genç olan iki yaşındaki Kenzie ise Willy’nin yedeği ve dublörü olarak yer aldı.
Spritle ve Chim-Chim perdede birbirlerinden çok fazla ayrı kalmadıkları için, aralarında bir bağ oluşması çok önemliydi. Litt ve şempanzeler arasında bir arkadaşlık oluşturma süreci, sekiz haftaya yayıldı. “Paulie günde iki üç saat Willy ve Kenzie’yle vakit geçirerek aşamalı olarak onlarla yakınlık kurdu. Şempanzelere karşı çok saygılıydı ve onların yanında çok doğaldı,” diye belirtiyor Reynolds..
Litt “hayvanları çok seviyorum, Willy ve Kenzie’yle birlikte çalışmak beni çok mutlu etti,” diyor. “Çok sevimli ve akıllılar; çok farklı kişilikleri ve yüz hatları var, tıpkı sizin ve benim gibi.”
Speed Racer’ın umut vaat ettiğini anlayan ve spor üstündeki egemenliğine bir tehdit oluşturduğunu gören, çokuluslu Royalton Industries’in kurucusu milyarder işadamı E.P Arnold Rayton, Speed’e, Royalton’un son model ekipmanlarına ve antrenman tesislerine ulaşabileceği kârlı bir sponsorluk anlaşması öneriyor.
“Royalton Speed’e hayatta bir kere karşınıza çıkacak bir teklif sunuyor ama bazı şartları var,” diyor Hirsch. “Yüklü para karşılığında Royalton için yarışmak ve pistteki en güçlü desteğe sahip sürücülere karşı yarışmaya devam etmek arasında seçim yapmak zorunda. Speed Royalton’un teklifini reddettiğinde, Royalton Speed’i tehdit ederek ona tüm yarışlarda şike yapıldığını ve Royalton olmadan bir daha hiçbir yarışı kazanamayacağını söylüyor. O andan itibaren, Speed Royalton’u haksız çıkarmak ve sevdiği sporu korumak için çalışıyor.”
Royalton Industries’in açgözlülükle hareket eden sahibi rolünü oynaması için, Wachowski’ler daha önce “V for Vendetta”da birlikte çalıştıkları, başarılı İngiliz oyuncu Roger Allam’ın yeteneğine başvurdular. Allam, “Larry ve Andy’yle tekrar çalışmak harika bir şey. Kardeşler sette çok rahatlar ve büyük uyum içindeler,” diye anlatıyor.
Allam Royalton’u “kendi kendini yaratmış biri” olarak tanımlıyor. “Onun konumunda biri için tahmin edileceğinin tersine, zengin bir geçmişe sahip değil. Başarı için çok çalışan hırslı bir işadamı olarak başlamış ve bunu yaparken devasa bir sanayi imparatorluğu kurmuş biri. O kadar güçlü ki her yarışın sonucunu etkileyebileceğini düşünüyor.”
Royalton’un son planı, DYL pistlerinin iki rakip ailesini yönlendirmeyi içeriyor: Mudha Motors ve Togokahn Motors. Musha Motors’un başı, Bay Musha, başarılı Japon oyuncu Hiroyuki Sanada tarafından canlandırılıyor.
“Bay Musha tam bir işadamı,” diyor Sanada. “ baş rakibi olan Togokahn Motors!u uzun zamandan beri kontrol etmek istiyor. Royalton bunu biliyor ve Musha Motors’un uydu imalathanesi karşılığında Tokogahn’ı Musha’ya vermeyi öneriyor. Bu anlaşma Musha’nın rakiplerine karşı üstünlük sağlamasına ve Royalton’un uydu pazarını köşeye sıkıştırmasına izin verecek.”
Sanada Japonya’da orijinal versiyon “Mach Go Go Go”yu izleyerek büyüdü. “Açılış şarkısını hâlâ anımsıyorum. `Speed Racer’ Birleşik Devletler’de Japon animasyon tarihini yazdı. Wachowski kardeşler filmleriyle her zaman tarih yazıyor, o yüzden bu filmin bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyum.”
Geçtiğimiz günlerde TIME dergisinin en etkili 100 isim listesinde yer alan Koreli pop yıldızı Rain de kendine göre bir tarih yazıyor. Rain rol aldığı ilk Amerikan filmi olan “Hızlı Yarışçı Speed Racer”da Togokahn Motors’ın baş sürücüsü ve varisi Taejo Togokahn rolünde.
“Bence insanlar bu filmde Rain’e hayran kalacaklar. Perdede dikkatinizi çeken, inanılmaz bir varlık gösteriyor,” diyor Silver.
Rain’in karakteri Taejo, Royalton’un planıyla tehdit altında kalan ailesinin ismini korumak zorunda kalıyor. “Togokahn Motors beş nesildir Taejo’nun ailesine ait,” diyor Rain. “Taejo’nun ailesi işe başladığından beri DYL’de yarışmak çok değişti. Spor ve sürücüler belli bir asalete sahipti ama şimdi her şey imaj, markalar ve kâr üzerine kurulu gibi görünüyor. Speed gibi benim karakterim de ailesinin işini korumaya çalışıyor.”
Royalton’un Togokahn Motors’u ele geçirme planını yakından takip eden biri de Alman oyuncu Benno Fürmann’ın canlandırdığı Müfettiş Dedektör. “Müfettiş Dedektör yıllardır Dünya Yarış Ligi’ndeki yozlaşmayı araştırıyor,” diyor Fürmann. “Şimdi Yarışçı X’le işbirliği yapıyor ve ikisi Royalton’un dalaveresini ortaya çıkarmaya yaklaşıyorlar ama bunun için Speed Racer’ın yardımına muhtaçlar.”
“Hızlı Yarışçı Speed Racer”ın ana kadrosunu tamamlayan isimler, Racer Motors’un vazgeçilmez tamircisi ve Racer ailesi üyesi Sparky rolündeki Avustralyalı oyuncu Kick Gurry ve efsanevi DYL yarışçısı, Grand Prix eski şampiyonu Ben Burns rolündeki Richard Roundtree.
Orijinal dizinin hayranları, Speed’in ezeli düşmanları Kaygan Yılan, Ezici ve Gri Hayalet’i anımsayacaklardır. Bu karakterleri sırasıyla Christian Oliver, John Benfield ve canlandırıyor. Wachowski’lerin yarattığı yeni rakipler de var: Ralph Herforth’un canlandırdığı, DYL camiasının en beğenilen sürücülerinden biri olan, Royalton takımının yıldız üyesi Jack “Top mermisi” Taylor; Ashley Walters’ın oynadığı, değerli mücevherlerle kaplı arabasına 22 milyon dolar paha biçilen bir sürücü olan Prens Kabala; Jana Pallaske’nin canlandırdığı, Speed’in yarışı bitirme şansını azaltabilecek sinsi yarış taktiklerine sahip, Uçan Tilkiler Takımı’nın lideri Delila ve Venezuela doğumlu Indy yarışçısı Milka Duno’nun oynadığı Grand Prix yarışmacısı Kellie “Vites kutusu” Kalinkov…
“Hızlı Yarışçı Speed Racer”ın uluslararası oyuncu kadrosunu oluşturmak kolay vir iş değildi ama, yapımcı Grant Hill’in söylediğine bakılırsa “bence Larry ve Andy `Hızlı Yarışçı Speed Racer’ın dünyasını farklı uluslardan insanlarla doldurma konusunda harika bir iş çıkardılar. Sette bir sürü değişik dilin kullanıldığını duymak harikaydı ve `Hızlı Yarışçı Speed Racer’ gibi uluslararası proje, gerçekten uluslararası bir kadroyu hak ediyor.”
“İnanılmaz derecede çeşitli bir oyuncu kadromuz vardı ama herkes rollerine mükemmel uyum sağladı,” diyor Joel Silver. “Susan ve John’un, Emile, Christina ve Paulie gibi daha genç oyuncularla aralarındaki dinamiği izlemek muhteşemdi. Sette gerçek bir aile oldular.”
Otomobiller, Yarış Pistleri ve “Araba-Fu”nun Doğumu
Speed Racer’ın yıldırım gibi ilerleyen Mach 5’i, ekranların belki de en çok tanınan otomobillerinden biri. Kaporta boyunca işlenmiş kırmızı bir `M’ ve parlak beyaz renkle tamamlanan saldırgan profili, dünya çapındaki “Speed Racer” hayranlarının zihinlerinde yer etti. Mach 5’in güncellenmiş tasarımı birkaç yöne gidebilecekken “çok sleek hatlara sahip yarı retro bir görünüşe döndük” diyor prodüksiyon tasarımcısı Owen Paterson.
“Çeşitli olasılıkları inceledikten sonra, Larry ve Andy orijinal Mach 5’in ikonik profiline baktılar ve zamana meydan okuyan ve eşsiz bir görünüşe sahip orijinalin özünü korumaya karar verdiler,” diyor Joel Silver.
Mach 5 azılı hayranların zihninde Speed Racer’la en çok bağdaştırdıkları araba olarak kalacaksa da, Wachowski’ler bir adım daha ileri gittiler ve yeni kuşak Mach serisini, Mach 6’yi sundular.
“Larry ve Andy’den bekleneceği gibi, yeni bir çığır açmak istediler,” diyor Paterson. “Sadece Dünya Yarış Ligi’nde pist yarışları için kullanılan Mach 6 için, çok cesur ama rafine bir profili tercih ettik ve M5’in genel renk düzeniyle `M’ şeklini koruduk.”
Dahası, “Larry ve Andy filmde Mach 6 ve sınıfındaki arabaları tanımlamak için bir terim buldular,” diye devam ediyor prodüksiyon tasarımcısı. “Tekerleklerini 180 derece döndürebildikleri ve engellerin arasından yanlamasına hızanarak birkaç G ile geçebildikleri için bu tip arabaları `T180′ olarak adlandırdılar.”
Paterson ve ekibi, çekimlerin başlamasından neredeyse bir yıl önce çalışmaya başladı ve 100’den fazla otomobil tasarımı yaptı. “Bizim dünyamızda mimarlarımız var ama `Hızlı Yarışçı Speed Racer’ dünyasında insanlar araçlarını modifiye etmeleri için araba mimarları tutuyorlar,” diyor Paterson.
“Storyboard sanatçılarından otomotiv endüstrisinin en iyi tasarımcılarından, alanında en yetenekli sanatçılardan bazılarını bir araya getirdik. Onlarla birlikte eğlenmek ve herkesin fikirlerini birbirlerine paslamasını istedik,” diyor Hill.
Araba tasarımları kabul edildiğinde, modellendi ve dijital ortamda boyandı. Bunlara ek olarak, Speed’in Mach 5’i ve Yarışçı X’in Shooting Star’ı belli sahneler için bire bir ölçekte fiziksel olarak üretildi. Her bir arabanın kokpitine oturmak mümkün idiyse de bu tam boy kopyalar, motor takılmadığı için aslında hiçbir yere gitmiyorlardı. Filmdeki yükseklerden uçan, tempolu aksiyon sahnelerinin tümü CGI teknolojisiyle dijital olarak üretildi.
Yapımcılar başlangıçta filmdeki yarış sahnelerini gerçek pistlerde gerçek otomobiller kullanarak çekme olasılığını değerlendirdiler. Ancak Paterson’un belirttiğine göre, “Arabaların tarzı ve elde etmek istediğimiz yüksek oktanlı aksiyona bakınca, dijital olarak yaratmak çok daha mantıklı geldi.”
“Yarışçıların otomobillerini sürdükleri hızda ve kullandıkları dövüş teknikleri ile, pistte pek çok precarious an yaşanıyor,” diyor görsel efekt süpervizörü Dan Glass. “Bu aşırı derecede tehlikeli görünen bir spor ama kimse ciddi biçimde yaralanmıyor çünkü sürücüyü koruyan bir cihaz geliştirdik.”
Görsel efekt süpervizörü John Gaeta ekliyor, “Larry ve Andyi `Kwiksave Köpüğü’ adını verdikleri bir güvenlik önlemi fikrini ortaya attılar; çarpışma anında sürücüyü korumak için etrafında şişen büyük, lastik bir top gibi. Bu, Dünya Yarış Ligi’nde yarışan tüm otomobillerde bulunan standart bir ekipman.”
Otomobiller etkileyici olsalar da hareketlerini sergilemek için aynı derecede dramatik bir yere ihtiyaç duyuyorlardı. Paterson, “Wachowski kardeşlerin ilk direktifi, `yarış pistlerimiz büyük bir slalom pistiyle skateboard parkı arası bir şey olmalı’ şeklindeydi” diye hatırlıyor.
“Larry ve Andy, her yarışın bir diğerinden çok farklı göründüğünden emin olmak istediler,” diyor Silver. “Pistleri ve arkaplanları dijital olarak inşa etme özgürlüğüne sahip olduğumuza göre, hayal güçlerimizi son vitese aldık. İnanılmaz ve heyecan verici şeyler göreceksiniz; yarışlar sizi koltuğunuzuna mıhlayacak.”
Eşsiz özelliklere sahip dört yarış pisti yaratıldı. Pistler cesaret isteyen döngüler, baş döndürücü spiraller ve nefes kesen atlayışlar içermekle kalmıyor, egzotik görünümlü ortamlardan geçiyor.
Speed Racer’ın evindeki pist, merhum ağabeyi Rex’in rekoru hâlâ elinde tuttuğu Fırtına Kayası. Fırtına Kayası dünya klasmanında bir pist olmakla birlikte, DYL’deki büyük pistlerden biri değil. Paterson, “Fırtına Kayası, daha iyi günler görmüş bir pist. Yine de, Rex Racer’ın mirası nedeniyle Speed’in kalbinde özel bir yeri var. Fırtına Kayası, diğer pistlerin getirdiği tüm heyecana sahip; spiraller, bariyerler, kelebekler ve devasa düşüşler,” diye belirtiyor.
“Hızlı Yarışçı Speed Racer”daki ikinci pist, DYL’deki üst lig pisti olan Fuji Heleksikonu, arkaplanında doğal volkanlar ve uluslarası ün sahibi mimarların tasarımlarından esinlenilmiş modern binalar bulunan, tropik bir takımada üzerine kurulmuş. Pist, hayranlık uyandıran dönüş ve virajlarla ışıltılı denizin üzerinde mercan adasının içine girip çıkıyor.
Casa Cristo 5000, yarışmacıların ölüme meydan okudukları ve Rex Racer’ın hayatını kaybettiği ralli. Ölümcül derecede tehlikeli olduğu için “Cadı Kazanı” diye adlandırılanl parkur birkaç kıtayı kapsıyor ve hayal edebileceğiniz her tipte araziden geçiyor. Yarışçılar Zunubya Çölü’nün yakıcı sıcağından dar buzul tepelerine ve soğuk Malta Buz Mağaraları’na kadar aşırı iklim koşullarına dayanmak zorundalar. Yanlış bir dönüş, yüzlerce metreden düşmesine neden olarak bir yarışçıyı ölüme gönderebilir. Her ne kadar DYL yarışların temiz bir tarzda yapılması için çaba gösterdiyse de, el altından yapılan sürüş hileleri, örneğin kancalar, lastik çivileri ve mancınıklar, Casa Cristo 5000’i “Hızlı Yarışçı Speed Racer”daki en acımasız dayanıklılık testi haline getiriyor.
“Casa Cristo 5000, dünyanın en tehlikeli ülkeler arası yarışı ve yarışçılar öne geçmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar,” diye açıklıyor Paterson. “Roma savaş arabası usulü yarış dediğimiz bir şey geliştirdik; otomobillerden kılıçlar ve lastikleri korumak için kalkanlar çıkıyor.”
Casa Cristo 5000’i kazanmak için oldukça yoğun bir baskı var çünkü şampiyon olan yarışçı, DYL’nin en büyük olayında yarışma hakkı elde edecek: Grand Prix. Grand Prix’de kazanılan zafer, kazanana sadece ün ve servet kazandırmakla kalmayacak, onu Dünya Yarış Ligi’nde bir anda efsane mertebesine ulaştıracak.
“Daytona 500, Indy 500 ve Dünya Kupası’nın toplamından daha büyük bir yarış hayal edin,” diyor Joel Silver. “DYL’nin Grand Prix’si, “Hızlı Yarışçı Speed Racer” dünyasında böyle bir olay.”
Paterson, “Grand Prix yarış pisti, Cosmopolis kentinin tam içine inşa edilmiş,” diye belirtiyor. “Muazzam bir şey. Otomobillerin şaşırtıcı hızlara çıkmasına olanak veren dev inişler, döngüler ve kelebek dönüşleriyle inanılmaz bir pist,” diyor.
Grand Prix’nin fikri ve görünüşü, Paterson’un belirttiğine göre “Chicago’da büyüyen ve civar binaların çatılarından Wrigley Stadyumu’ndaki bir beyzbol maçını izlemekten hep zevk alan” Wachowski kardeşlerden geliyor. Paterson şöyle devam ediyor: “Gökdelenleri birer tribüne dönüştürmek gibi bir fikirleri vardı. Sonuç olarak, şehrin kendisi, yılın en büyük yarışı için bir tribün haline geldi.”
Grand Prix yarış pistinin bir başka özelliği de Wachowski’lerin, birden fazla fotoğraf makinesiyle anlık görüntü yakalamaya öncülük eden bir 19. yüzyıl fotoğraçısı olan Eadweard Muybridge’e saygı duruşunda bulundukları bir görsel yanılsamaydı. Muybridge’in bulduğu ilkeler, “Matrix”teki “Bullet time” efektinin yaratılmasına esin kaynağı olmuştu.
Yapımcılar, Grand Prix pistinin parkurlarından biri boyunca arkaplandaki duvara bir dizi zebra resmi yerleştirdiler. Speed Racer ve rakip yarışçılar perdede hızlanırken, art arda görünen resimler, zebranın -Muybridge’in “Hareket Eden At” olarak bilinen fotoğraf dizisine benzer şekilde- koştuğu izlenimini yaratıyor.
“İlham kaynaklarımıza şapka çıkarmayı seviyoruz. Hareketli zebra temelde “Bullet Time”ın esin kaynağına bir göz kırpma,” diyor Gaeta. “Bu filmde arkaplanlara bir sürü yanılsama yerleştirdik; onlardan biri de, Grand Prix pistindeki bir reklam görünümü altında Muybridge’vari bir gönderme.”
“Hızlı Yarışçı Speed Racer”ın tempolu aksiyon sahneleri sırasında her bir oyuncunun tepkileri ve yakın plan çekimleri için gereken kamera açılarına da büyük dikkat gösterildi. Otomobilin dışı dijital olarak yaratılırken, gerçek yarış arabalarının araç dinamiklerini simüle etmek için direksiyon, gaz ve fren pedalları ve arkadan ışıklandırmalı kontrol paneli dahil olmak üzere bire bir ölçekte kokpitler üretilip sanal gerçeklik sürüş programı tarafından kontrol edilen, hidrolik yataklara yerleştirildi.
“V for Vendetta”nın da yönetmenliğini üstlenen ikinci ekip yönetmeni James McTeigue, ekibiyle birlikte 61×12 metre boyutlarındaki yeşil perdede filmin dört büyük yarış sahnesini çekti. Hidrolik yataklar, yarışlara katılan çeşitli arabaların pistte yol alırken yaptığı hareketleri simüle edecek şekilde tasarlandı. Hidrolikle çalışan güçlü platform, kokpitlerin üç boyutlu uzayda hareket etmesini ve pist üzerinde yarışçının emirlerini kesin olarak taklit etmesini sağladı.
“Hidrolik yatakların tabanı, otomobil kokpitinin hareketlerini önceden çekilmiş sahneye bağlayan yazılım tarafından kontrol ediliyordu. gimbals’ base is controlled by software that ties the movement of the car cockpit to the pre-visualized scene. Oyuncuların gerçekten araba kullandıklarını hissetmelerine yardımcı olmak için rüzgâr gibi, canlı unsurlar da kullandık,” diyor Owen Paterson.
Bir oyuncunu gözüyle bakınca, Rain şunları söylüyor: “Hidrolik yatağı kullanmak yoğun bir deneyimdi. Bir Formula 1 otomobili kullanmaya ancak bu kadar yaklaşabilirdim herhalde; ama bu çok daha az tehlikeli.”
Emile Hirsch “hidrolik yatakla çalışmak eğlenceliydi ve benim için yeni bir sınav oldu,” diye anımsıyor. “Orada gerçekten savruluyorsunuz, o nedenle sahnede fırlatılıyormuş gibi davranmanıza gerek yok. Sabir bir şeyi sürüyormuş gibi yapmaktan çok daha gerçekçi.”
Matthew Fox “Hidrolik yatak vahşi bir şey ve iyi odaklanmak gerekiyor. `Hızlı Yarışçı Speed Racer’da yarış bir yakın temas sporu olduğu için, aksiyonun inandırıcı olması önemli. James ve ekibi, yatak üzerinde tam bir hakimiyet kurmuştu ve aletin seviyelerini istedikleri gibi ayarlıyorlardı. Ben de sürekli `Hızlandırın şunu!’ diyordum,” diye ekliyor.
“Hızlı Yarışçı – Speed Racer”ın Hiper-Stilize Dünyası“
Speed’in yarışlarda zafer kazanma arayışı onu dünyanın dört yanına, evindeki Fırtına Kayası pistinden kıtalararası Casa Cristo 5000 rallisine, oradan da Cosmopolis’teki Grand Prix’ye götürüyor. Wachowskiler, değişken setleri ve aksiyon sahnelerini yaratmak için en yaratıcı tasarımcıların, görsel efekt sanatçılarının ve dijital görüntü uzmanlarının uzmanlığına başvurdular. Çoğuyla geçmişte beraber çalışmışlardı. Yönetmenler, filmin 2000’den fazla görsel efekt sekansının denetlenmesi gibi kritik bir görevi, görsel efekt süpervizörleri Dan Glass ve Oscar ödüllü John Gaeta’ya teslim ettiler.
“Dünyanın çeşitli yerlerinden, egzotik şehirler, kurak çöller ve buzlu dağ yolları gibi, normalde çekmemizin olanaksız olduğu mekânları göstermek istedik,” diye açıklıyor Owen Paterson. “Pek çok yönetmenin çekmek istediği ama ya çok uzak olması ya da film ekibinin ortama uyum sağlayamaması nedeniyle çekemediği yerler. Onun yerine, bu nadide ve egzotik mekânları alıp `sanallaştırmaya’ karar verdik; böylece görsel efekt departmanının onları sahnelere dahil etmesi mümkün oldu.”
“Hızlı Yarışçı Speed Racer”ın görüntülerinin son hali, yeşil perde önündeki oyuncularla İtalya, Fas, Avusturya, Türkiye ve Death Valley gibi lokasyonların high-definition görüntülerin birleştirilmesiyle yaratıldı. Bu görüntüler, ultra yüksek çözünürlüklü sabit dijital kameralar kullanan küçük bir kamera ekibi tarafından çekildi ve bir araya getirilerek QuickTime Virtual Reality (QTVR) küreleri olarak bilinen ve “Hızlı Yarışçı Speed Racer” ekibi tarafından “balon görüntü” olarak adlandırılan, 360 derece panoramik arka planlar yaratmak için kullanıldı.
Dan Glass, “balon görüntü ekibi sadece birkaç kişiden oluştuğu ve tam kadro bir prodüksiyon ekibine göre çok daha az ekipman gerektirdiği için, normalde geniş film ekiplerine izin vermeyen egzotik lokasyonlara girebildik,” diye anlatıyor.
“Burada ana fikir, yaratım sürecimizde git gide daha da özgür olmak,” diyor Gaeta. “Çekilen görüntüler postprodüksiyonda bir araya getirildiğinde, oluşan panaromik görüntüde kameranızı istediğiniz yere koyabiliyor ve herhangi bir odak uzaklığında görmek istediğinizi görüyorsunuz. “Matrix”te yarattığımız `Bullet time’ kavramını `Racer time’la genişlettik. `Racer time’ `Bullet time’a benziyor ama derinlik boyutu katıyor.”
Wachowski’ler, çekimler başladığında Sony’nin henüz piyasaya sürülmemiş olan F-23 HD kamerasını kullanan ilk filmcilerdi.
“Sony’nin ürettiği ilk beş F-23 kamerayı kullandık ve kameralar çok güzel çalıştı,” diyor her ikisi de HD teknolojisiyle çekilen “Star Wars Bölüm II ve III”te çalışan görüntü yönetmeni David Tatersall. “Bu Larry ve Andy’nin hedeflediği görünümü sağlamak için mükemmel bir seçimdi. Sekanslar çok net, doymuş ve çok parlak oldu.”
“Renkleri alışılmış sınırların ötesine taşıdık ve `pop-timistic’ ya da `techno-color görüntü’ adını verdiğimiz durumu elde ettik,” diye ekliyor Glass.
Filmin görsel efekt sekanslarını oluşturmak için Wachowski’ler “canlı anime görünümü” dedikleri görünümü elde etmek için ön, orta ve arkaplanın iki boyutlu animasyondakine benzer şekilde odakta kalmasını sağlayan bir görsel katmanlama tekniği kullandılar. Bu teknik, yapımcılar tarafından “2½D teknolojisi” olarak adlandırıldı. Glass şöyle açıklıyor: “Filmde her katman-ön, orta ve arkaplan-ayrı ayrı yaratıldı. Böylece bu düzlemlerin birbirine karşı hareket etme şekli, izleyerek büyüdüğümüz çizgi filmlerdekine benzer bir özelliğe sahip; bu çocuklar için ikinci bir dil gibi.” Kasıtlı olarak gerçekçiliği duygunun gerisine itmek ve perspektif çizgilerini bulanıklaştırmak, görsel efekt ekibinin özgürce hareket etmesini sağladı. “Perspektife karşı hareket ediyoruz ve bilinçli olarak kuralları yıkan görüntüler yaratıyoruz.”
“Anime ifade yanı güçlü bir format,” diyor Gaeta. “Elle hazırlanan çizgi dizide, duyguları vurgulamak için kasıtlı olarak gerçekçilikten uzak perspektifler kullanılırdı. Bu, neyin gerçek olduğundan çok sanatçının ne hissetmenizi istediğiyle bağlantılı bir şey. Bunu canlı oyuncuların yer aldığı bir filme uyarlamak, en basit deyimle, hareket eden kolajlar yaratmaya benzer bir süreç içeriyordu.”
“Hızlı Yarışçı Speed Racer”daki setlerin ve mekânların çoğu, gerçek lokasyonların sanal versiyonu ya da bilgisayarla üretilmiş olsa da, birkaç gerçek set de kuruldu. Prodüksiyon tasarımcısı Owen Paterson “Hızlı Yarışçı Speed Racer” dünyasını “geçmişle geleceğin kaynaştığı bir dönem; 1960’ların iyimserliğinin ve modasının, geleceğin rekabetçiliği ve teknolojisiyle birleştiği bir paralel gerçeklik” olarak tanımlıyor. “Larry ve Andy, `Hızlı Yarışçı Speed Racer” dünyasının belli bir döneme hapsolmasını istemediler.”
“Hızlı Yarışçı Speed Racer” da iki zıt muhit sunuluyor: biri Racer ailesinde bulunan güvenli ve banliyövari, diğeri fiyakalı, ultramodern ve firmaların reklamlarına boğulmuş. “Racer ailesi sıcak, parlak ve doymuş renklere sahip, sade bir banliyö ortamında yaşıyor,” diyor Paterson. “Los Angeles’ta epey bir konsept çalışması yaptık ve orada yüzyılın ortasındaki evlerin modern tarzından esinlendik.”
Royalton Industries ise buna kontrast oluşturacak şekilde, reklam panoları ve firma logolarıyla yapay olarak ışıklandırılmış soğuk bir gerçekliğe sahip, ultramodern Cosmopolis kentinde bulunuyor. Paterson, “Şangay ve Hong Kong gibi hareketli ve modern bir şehir manzarasını -hem mimari hem de reklamsal anlamda- aldık ve Royalton’un yönettiği, çokuluslu holding dünyasına uyarladık. Bu, küresel markaların ve pazarlamanın dopingli hali,” diye belirtiyor. İçeride, Royalton’un ofisi güç, zenginlik ve abartıyı yansıtan mor dokunuşlarla süslenmiş gümüş grisinin ağırlıkta olduğu, geniş ama steril bir ortam.
Racer ailesinin filmin merkezinde yer almasına benzer bir şeykilde, Racer ailesinin evi de çekimlerin merkezinde yer alıyordu. Filmin en sevgi dolu aile anlarından biri, bu sette gerçekleşti. Dahası, alışılmış bir banliyö evinden farklı olarak, Racer ailesinin oturma odasının odak noktası, evin ortasına park etmiş olan Mach 5.
Owen Paterson ve kostüm tasarımcısı Kym Barrett arasındaki koordinasyon büyük önem taşıyordu. Barrett şöyle diyor: “Tüm karakterlerin birer renk paleti var: Baba ve Anne sırasıyla kırmızı ve yeşil; Speed mavi ve beyaz giyiyor. Bu kostüm renklerini dengelemek için evde bolca turuncu, turkuvaz ve çingene pembesi kullandık. Hepsini birbirine `Racer kırmızısı’ adını verdiğimiz kırmızı zeminle bağladık.” Yeşil perde önünde çekilen sahnelerde yeşil olan her şey kaybolacağından, Barrett alternatif renk düzenleri bulmak zorundaydı.
“Larry ve Andy’yle ilk görüşmemizde, bana zengin ana renkler istediklerini söylediler,” diye devam ediyor Barrett. “Fazla ayrıntıya girmek yerine, her yaştan insana seslenen çizgi dizinin film uyarlamasını yaratmak için düşündükleri konsepti anlatmaya başladılar. Bu açıklık kazandığında, beni kendi halime bıraktılar.”
Orijinal çizgi diziyi referans alan Barrett’ın bulduğu, 1960’lar Amerikan yaşam stiline ait bir kaynakla Racer ailesinin kıyafetlerinin kökleri ortaya çıktı. Barret retro-fütüristik bir görünüş elde etmek için ana renklere sahip, kimi zaman desenli kumaşlar kullandı. Speed Racer’ın kıyafeti çizgi dizinin her bölümünde aynıydı: beyaz polo yakalı mavi bir tişört, beyaz pantolon, taba yarış eldivenleri, kırmızı fular ve kırmızı çoraplar. Tatsuo Yoshida, 1960’larda “Mach Go Go Go”nun kahramanını yaratırken Elvis Presley’in “Viva Las Vegas” filmindeki görünüşünden esinlenmişti. Barret yaratıcı inisiyatifini kullanarak Speed’in görünüşünü değiştirdi ama Casa Cristo 5000 rallisi için Emile Hirsch’e Speed’in klasik kıyafetini giydirerek orijinal seriye selam durmayı ihmal etmedi.
Trixie’nin renk paleti, şirin gelikopterine ve cıvıl cıvıl kişiliğine uyan bir şeker pembesi. “Kıyafetlerime bayıldım,” diyor Christina Ricci. “Karakterim tam bir kız ama aynı zamanda biraz da erkek fatma.”
Los Angeles’ta bulunan ve çocuklara ve yetişkinlere seslenen popüler kıyafet ve aksesuar koleksiyonunu maymun suratı grafiğinin süslediği tasarımcı Paul Frank’e yaklaşırken Barrett’ın aklında Spritle ve Chim-Chim vardı. Frank, Barrett’ı şirketinin deposunu ziyaret etmesi için davet etti. Barret orada meşhur maymun suratlı pijamaları buldu ve Spritle için mükemmel olacağını düşündü.
Barrett “Paul ve ben konuşurken, `neden Chim-Chim’e de aynı pijamanın tersini vermeyelim?’ diye düşündük. Paul bizim için bir çocuk yüzü tasarlamayı kabul etti ve böylece Chim-Chim’in pijamalarını tasarladık. Herkes bayıldı,” diye anımsıyor.
Kaygan Yılan ve Gri Hayalet gibi çeşitli araba yarışçılarının görünümleri için, Barrett otomobil tasarımlarını yansıtan kıyafetler tasarlamayı hedefledi. “Arabalar önceden tasarlandığı için, Owen’la oturup her yarışçının motifini, renk ve dokusunu tartıştık,” diye açıklıyor Barrett. Kayfan Yılan’ın pullu, rock yıldızı havası taşıyan kıyafeti ve Thor-Axine Şirketi Takımı’nın Viking esintileri taşıyan giysileri, Barrett’ın en sevdiği parçalar. “Şanslıydım çünkü yarışçıların çoğu her şeyi denemeye hazır dublörlerdi ve gülünç görünmekten korkmuyorlardı. Kıyafetlerle harika zaman geçirdik.”
Filmde kullanılan yarış tulumlarını tasarlayıp hazırlamak için Barrett, “Eragon”da birlikte çalıştığı, Londralı iki yetenekli deri üreticisinin yardımını istedi: Patrick Whitaker ve Keir Malem.
Barret, Yarışçı X için, “Maskeli Yarışçı’nın çizgi dizideki ürkütücü fiziksel görünümünü korumak istedik. Yarışçı X bir süper kahraman ama pelerinli olanlardan değil; biz de bir süper kahramanla motosiklet yarışçısını birleştiren bir görünüm hazırladık. Daha günlük bir deri kıyafet hazırlamaya karar verdik; etrafta dolaşabileceğiniz ve fazla bakım istemeyen, ve sadece suçla savaşmak için giyilmiş hissi uyandırmayan bir şey…” diyor.
“Larry ve Andy’nin rolü bana verdikten sonra ilk söylediği şeylerden biri, `Kıyafet çok dar olacak,’ oldu. Herhalde kendilerince `forma gir’ demek istiyorlardı,” diye gülüyor Matthew Fox.
Deri tulum,sette eşsiz bir fiziksel zorluk oluşturdu Fox için. “Kıyafet çok çabuk ısınıyor. Dövüş sahnelerinde kısa çekimlerden sonra serinlemek zorunda kalıyordum.”
En zorlu dövüş sahnesi, Casa Cristo 5000 yol yarışı sırasında bir gecelik pit stop için kurulan sette geçiyordu. Royalton’un adamı Ezici tarafından kiralanan ninjalar, bir gece suikastı girişimiyle Speed Racer ve Yarışçı X’in kaldıkları otel odalarını basıyorlar.
“Yarışçı X, Speed ve ninjaların olduğu dövüş sahnesini yaratmak çok eğlenceliydi,” diyor dublör koordinatörü Chad Stahelski. “Her bir dövüşün tonu birbirinden farklı. Yarışçı X’le dövüşen ninja epey ciddi, o nedenle Yarışçı X’i zorluyor. Ama Speed’le dövüşen ninja daha çok bir `nonja’ çünkü bunun biraz daha komik olmasını istedik.”
“Yarışçı X yumruk attığında, kırılan kemiklerin sesini duymayı bekleyebilirsiniz,” diyor Fox. “Blok hamleleri çok etkili ve gerçek bir ritme sahip.” Fox, “Hızlı Yarışçı Speed Racer”da çalışmadan önce aldığı kapsamlı dövüş sanatları eğitiminin yararını gördü. “Birkaç yıl Tae Kwon Do çalıştım ve turnuvalara katıldım; bu filmdeki dövüş sanatı öğeleri, o teknikleri yeniden ziyaret etmeme olanak tanıdı.”
Dövüş sahneleri için çalışmak, Emile Hirsch için yeni bir deneyimdi. “Dublör ekibiyle çalışmak epey zorluydu. Biraz Kung Fu öğrendim ve bu gerçekten hoşuma gitti. Farklı hareket sıralarını öğrenmeyi sevdim ve iyi bir dublör olmanın ne kadar disiplin ve kararlılık gerektirdiğini daha iyi anladım.”
“Emile’e bir dublör olmak için gereken temel taşları verdik. Hızlı öğreniyor,” diye ekliyor Stahelski. “Hızlı Yarışçı Speed Racer” üç “Matrix” filminde ve “V for Vendetta”da yer alan Stahleski’nin, Wachowski’lerle yaptığı beşinci işbirliği…
Wachowski kardeşlerin Owen Paterson, John Gaeta, Dan Glass ve Kym Barrett gibi kamera arkası sanatçılarıyla tekrarlanan işbirliğini “kardeşler aynı kişilerle tekrar tekrar çalışmayı seviyor,” diye yorumluyor Joel Silver. “Tanıdıklık zaman kazandırıyor; bu da film setlerinde, özellikle bu ölçekte bir projede çok önemli.”
Wachowski’lerle ilk çalışma deneyimi hakkında, Hirsch şöyle diyor: “Bu kadar eğlenceli olacakları hiç aklıma gelmemişti. `Matrix’ üçlemesini izlediğinizde, `bu adamlar bayağı ciddi’ diye düşünüyorsunuz. Ama ikisi de eğlenceyi seviyor. Bence çocuk ruhuna sahipler; bu yüzden de bu proje için mükemmel isimler. Yaptıkları şeyi gerçekten çok seviyorlar ve bu da belli oluyor.”
Fox, “Larry, Andy ve böylesi inanılmaz bir kadroyla çalışmak harikaydı. Tüm kadronun bir araya geldiği zamanlar oldu ve herkesi kıyafetleri içinde gördüğünüzde, orada olduğunuza inanamıyordunuz. Muhteşem zaman geçirdik,” diyor.
“Wachowski’lerle çalışmak bir onurdur,” diyor Rain. Bu projenin en sevdiğim yanı, öykünün umutlar ve hayaller hakkında olması. Çocuklar bu filmi izlediklerinde, hikâye onlara gerçekten denerlerse, inanılmaz şeyler yapabileceklerine dair umut verebilir.”
Silver sözlerini şöyle noktalıyor: “Bu filmi yapmayı uzun zamandır istiyorduk; birlikte çalışıp bu 20. yüzyıl klasiğini yeni binyıla taşıyan böyle harika bir oyuncu, zanaatkâr ve teknisyen ekibine sahip olduğumuz için çok şanslıyız. “Hızlı Yarışçı Speed Racer”ı yeni kuşağa tanıtma fırsatı bulduğumuz için çok heyecanlıyız ve her yaştan seyircinin zevk alabileceği bir film yaptığımız için gururluyuz.”